İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi

NATO Tarihinde İlk Kez Virüse Karşı Savaşıyor

İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğr. Üyemiz Doç. Dr. Aylin Ünver Noi, dünyanın en güçlü ordularının oluşturduğu NATO’nun koronavirus salgını ile nasıl mücadele ettiğini değerlendirdi.

Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğr. Üyemiz Doç. Dr. Aylin Ünver Noi, İttifak'ın en tehlikeli, en ölümcül salgınlardan biri olan Covid-19'a hazırlıksızlık yakalandığı görüşünde. İttifak'ın salgınlar ve doğal afetlere karşı direncini, güçlükleri yenme ve çabuk toparlanma yetkinliğini güçlendirmesi gerektiğini vurguladı. NATO'nun sonuncusu 2010 yılının Kasım ayında kabul edilen "stratejik konseptinde" salgınların oluşturduğu tehditlere yer verilmediğine dikkat çeken Noi, şöyle devam etti: "Gerçi 2014'deki zirvede kabul edilen deklerasyonda üye ülke liderleri iklim değişikliği ile beraber, doğal afetlerin şiddetini giderek artırdığını, insan sağlığına yönelik riskler bulunduğunu kayda geçirdiler ama strateji belgelerinde değişikliğe gidilerek bunların NATO'nun görev tanımına dahil edilmesini sağlayacak adım atılmadı." Güvenlik alanında değişen koşullar ışığında, stratejik planlarını sürekli olarak yenileyen NATO'nun son dönemde tehdit algılamalarında öne çıkan başlıklar hibrid savaşlar, siber saldırılar ve enerji güvenliği oldu. Ancak COVID-19'da olduğu gibi bir salgının bu kadar büyük bir tehdite dönüşebileceği öngörülemedi.

Aylin Ünver Noi, NATO'nun hem kendi caydırıcılığını koruyabilmek hem de müttefiklere yardımları ulaştırabilmek için, insan güvenliğini öncüleyen konularda çok daha etkin rol üstlenmesi gerektiği görüşünde. "İklim değişikliği ile beraber doğal afetlerin şiddetinin ve miktarının artması, 2000'li yıllar itibariyle var olan salgın hastalıklarının da gelinen noktada daha küresel boyuta ulaşması bu ihtiyacı gözler önüne seriyor" sözlerini kaydeden Noi, "Ayrıca NATO'nun kendi misyonunu yerine getirmesini de zorlaştırabileceği, caydırıcılığı üzerinde olumsuz etki yaratabileceği için de ittifak bu tehditleri göz önünde bulundurarak planlamalarına dahil etmeli" dedi.

Doç. Dr. Noi, ittifakın yeni sınamalarla karşı karşıya kaldığı yeni dönemde, sadece müttefiklerin toprakları ve vatandaşlarının korunmasından sorumlu olmadığını, aynı zamanda demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları gibi siyasi değerlerin korunması yükümlülüğü altında da olduğunu hatırlattı.

"Dengenin sağlanması çok önemli" diyen Noi, değerlendirmesini şöyle tamamladı: "Salgınlarla birlikte olağanüstü durumların ortaya çıkması, yiyecek güvenliği ve tedarik zincirlerinin devamının sağlanması büyük önem taşıyor. Olağanüstü durumlar, hak ve özgürlükleri kısıtlayan olağanüstü tedbirleri de gerekli kılabiliyor. Ancak bir tarafta güvenlik sağlanırken NATO'nun, ittifak üzerine inşa edildiği bu değerlerin korunmasının takibini de yapması gerekiyor. Değerler korunmalı, denge gözetilmeli."