İstinye Üniversitesi İİSBF Uluslararası İlişkiler Bölümü tarafından gerçekleştirilen Suriye'de Yeni Hamleler paneli; güvenlik politikaları uzmanı ve yazar Mete YARAR, Emekli Tuğgeneral ve İstinye Üniversitesi Ekonomi ve Politik Araştırmaları Merkezi Müdürü (EPAM) Doç. Dr. Fahri ERENEL, yazar Ardan ZENTÜRK ve İstinye Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Mesut Hakkı CAŞIN'ın katılımıyla gerçekleşti.
Mümbiç’in son durumu, Amerikan askerleri çekildikten sonra Türkiye’nin İran ile beraber PKK’ya başlattığı antiterör harekatının bölgeye etkileri, İdlip ve Afrin bölgesindeki çatışmasızlık ve Suriye’nin normalleşmesindeki anayasal süreçlerin ele alındığı panelde konuşan İstinye Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mesut Hakkı CAŞIN, Türkiye'nin sınırlarının dibinde bir terör koridoruna izin vermeyeceğinin altını çizdi.
Özellikle ABD’nin bu bölgede PKK ve PYD’li teröristlere verdiği silahla bir mevzi elde ettiğini ve Amerika’nın baştan beri hedefinin Fırat’ın doğusu olduğunu belirten Doç. Dr. Fahri ERENEL, ''Türkiye’nin yapması gereken, S-400 F-35’i bir kenara bırakıp, olası Kürdistan’ın ikinci parçası tam anlamıyla ortaya konulmadan buraya müdahale ederek, bölgenin sözde Kürdistan’ın bir parçası olmaktan kurtarmaktır. Amerika, büyük Orta Doğu Projesi’nde adım adım ilerliyor'' dedi.
İdlip’deki çatışmasızlık alanında neler yapıldığından bahseden Güvenlik Politikaları Uzmanı ve yazar Mete Yarar, “Türkiye’nin bu konuda 3-4 tane çekincesi vardı bunlardan bir tanesi bu insanların Türkiye’ye gelmesiyle ilgili olan problem. HTŞ gibi bir örgütün bölgeden gönderilmesi ve sonraki başlayacak süreç içerisinde bölgedeki grupların anayasal sürecin içinde yer alması. İdlip, bunun önündeki en büyük engellerden bir tanesi. Bölgede istenen sonuca ulaşılamadı, Türkiye ve Rusya ortak devriye atarak bunu ortadan kaldırmaya çalıştı ama hala bölgede istenilen bir pozisyon yok. Özellikle Suriye’nin anayasal sürecine götürecek olan aşamanın önündeki engel hala kaldırılmış değil. Yakın dönemde de bunun ortadan kaldırılabileceği ile ilgili bir kuvvetle işarette yok” ifadesini kullandı.
Suriye’deki yeni hamleler tek bir yeni noktayı gösteriyor, o da parçalanmanın kesinleştiği” diyen yazar Ardan Zentürk, “İsrail’in ABD ile birlikte yürütmekte olduğu çalışmayla İran, Irak ve Rusya hattında gelişmekte olan yeni fikirler birbirleriyle tam olarak uyuşmuyor. Eğer bütün Suriye rejiminin kontrolü altında bırakılırsa bu aynı zamanda Irak’tan sonra İran’ı bir başka Arap ülkesinde fiilen kontrolünün sağlanması anlamına gelecek ki bu İsrail tarafından kabul edilecek bir şey değil. Bu çerçevede, hamleler karşılıklı bir bilek güreşi gibi gözükebilir. Ama tıpkı Ukrayna’da olduğu gibi, ABD ve Rusya parçalanmış devletlerde kendi kontrol bölgelerinin varlığı konusunda çok hassas ve kararlı bir politika izliyor. Yani karşımızda Irak’tan sonra parçalanmış ve parçalanmasında tedavi edilmeyen bir Suriye olacak” ifadelerini kullandı.